Canlarım ciğerlerim böceklerim çiceklerim. yıllar boyunca bana eşlik eden pamuk ipliğine bağlı aklıma veda edebilirsiniz ben ettim kendisini bir daha göremeyecegiz. Zaten yarım dı birde pamuk ipliğinden tutuyordu işte bu gün o ip koptu aklımı Üsküdar sahilinde bırakıp eve döndüm. Şimdi her şey daha rahat gözüküyor.
Aklımı kaybetmemdeki yeğâne sebep benim sevgili sevdicegim. Ben bu çocuğu çok başı boş bıraktım hata bende yani Moskovanın koynunda olmasına rağmen bir kez bile arayıp sorgulamadım millet sevgilisini akşam göreceği halde gün içinde otuzbeş kez arayıp akşamda bir güzel sorguya çekiyor. Ama ben bir kez olsun sorgulamadım belkide sorgulamam gerekiyordu ama hiç tarzım değil. Ben bu konuda çok hassasım okuldaki bazı çocuklarda hoşlanmadığım ruh halleri sezdiğim için çocuklardan uzaklaştım üstelik iyi arkadaştık ama insan anlıyor işte ona göre önlem alıyor aynı hassasiyeti sevdicegiminde uyguladığını düşünüyordum ki yanıldığımı bu gün anladım. Faceye girdim yıllardır girmiyodum açtım benimkinin profilini her zamanki gibi şeylerle karşılaşacağımı düşünüyodum ki etiketlendiği fotoğrafları görünce kan beynime sıçradı. Patlamış mısıra benzeyen bi kız var benim burdan dahi anladığım bi ilgisi var sevdiceğime kuruntu yapıyosun demeyin valla yapmıyorum. Benim sevdiceğimde bu patlamış mısırla dersler çalışmış çalıştırmış ben aradığımda arkadaşla çalışıyoruz diyodu ama ben ne biliyim agzınin suyu akan bir patlamış mısırla ders çalıştığını. Ben bu fotoğraflara bakarken Ahsen'de yanıma geldi onada gösterdim bir görüşünü alayım belki kuruntu yapıyorumdur diye düşündüm ama ben bir tesselli cümlesi beklerken bizim ki çığlık atıp ''aaayyy kurtdun eline düşmüş kuzu gibi'' diye bir şeyler saçmaladı. Sonra bir vieoyla karşılaştım tabi bunlar yeni şeyler değil ben yeni görüyorum tarih bir ay önceyi gösteriyodu videoda çok çok kısa bir video ama benim görmem gerekeni görmem için yeterli. Bir kalabalık var bir bebe gitar çalıyo böyle yemekhane gibi bir yer benimki de lazca şarkı söylüyo kısa videoda kendinden gecmiş şekilde ne söylediğini anlayamadım tabi o merakla o şokla soluğu Üsküdar'da aldım babannemin kapısını tekmelerken buldum kendimi tabi babanne bu şarkıyı nette buldum ne diyolar anlamadım belki sen anlarsın diye sordum oda bi hevesle dinledi anlaması uzun sürdü ama sonusnda
''benim gözlerim ağlarken
senin gözlerin gülüyor
kurban olurum senin siyah gözlerinee.....
Ve tabi gerisini dinlemedim orası yetti bana sonra direk faceyi açtım patlamış mısırın göz rengini araştırdım renkli olmadığı kesin!
Ora da pamuk ipliği biraz zedelendi tabi sonra sahile indim derin derin nefes alıp verdikten sonra sevdiceğimi aramaya karar verdim Aradım meşgule verdi tam çıldıracaktım ki telefon çalmaya başladı açtım
-bende seni düşünüyodum şimdi çok özledim ya
diye bir giriş yaptı madem beni düşünüyordu neden hemen telefonu açmadı ha nedeeeen tabi bunları ona söylemeyecek kadar çok seviyorum gururumu
hiç bir şey olmamış gibi konuya girdim
biraz çabalasam da en sonunda konu gelmesi gereken yere geldi
kim o patlamış mısır derken buldum kendimi
o da arkadaş diye klişeler klişesi bir söz söyledi öyle arkadaş mı olur ağzına girecek benim de çok arkadaşım var ama hiç benim fotoğraflarım oluyor mu onların facesinde diye bir daldım gerisi geldi zaten
-Sakin ol bitanem
- Çok abartıyosun
-mantıklı düşünemiyosun boşuna sinirleniiyosun
diye bir sürü saçma şey söyledi biraz ikna edici bir şey söyeseydi hemen affederim ki ben.
En onunda şarkıya geldim ne öyle kara gözler falan derken tansiyonlar iyice yükselmişti zaten oda sakinliğini kaybetmişti '' Şarkı işte senin için şarkının sözünümü değişseydimm!! o an sustum tamam peki dedim telefonu kapatıım işte o an aklımı da kaybettim. Neden bilmiyorum ama sesinden anlamadığım bir şeyler vardı çok ağır geldi o söz gerçekten dokundu çocukluğumdan beti tanıyorum onu ilk defa kalbimi böyle kırdı.
Eve geldiğimde hiç bir şey olmamış gibi sırıtmaya devam ediyodum ki abim bana Kıbrıs tatlısı yapsana dedi bende kafam dağılır diye giriştim daha önce yapmıştım güzel olmuştu da. Tabi bu kafayla değil kekin üstüne şerbet dökmeden kremayı döktüm sonra kremayı geri tencereye döküp şerbeti tekrar döktüm krema da olmadı elim ayağıma dolaştı en sonunda annemi arayıp yardım aramaya karar verdim. Derdimi anlattım.
-anne krema çok sulu oldu
- niye ölye oldu tarifteki gibi yapmadın mı
- yaptım ama öyle oldu işte
-daha önce hiç böyle olmamıştı
ve işte burada zırlamaya başladım tabi anneme çaktırmıyorum da anne bu anlar yani
-iyimisin tatlım
diye sorunca bana tatlım demeee diye bağıracaktım ki beynimin bir yerlerinde kalan hücrelerim çalışmaya başlayıp devreye girdi o hücreler sayesinde telefonu sağlıklı bir şekilde kapattım.
Tatlıyı da söylene söylene yaptım hani Türk tatlıları bitti Kıbrısı kaldı bi o eksikti zaten. Neyseki kimse bir şey anlamadan mideye götürdü tatlıyı ben yiyemedim tabi.
Şuanda bütün duygularımı yokladım neden üzgünüm ben salakmıyım neyim ? değer mi yıllar önce biri bana şuan bulunduğum durumu söyleseydi dalga geçerdim ama siz siz olun büyük konuşmayın! Onun yüzünden aklımı kaybettim bir de üzülemem diyerek bütün üzüntümü rafa kaldırdım yerine saf katıksız bir sinir yerleşti yemin ediyorum ben bu gazla ayağımdaki tavşanlı terliklerle yürüye yürüye Rusya'ya giderim önce o patlamış mısırı şişlerim sevdiceğimi de bıçaklarım ama geleceğim için yapmıyorum o yüzden tavşanlı terliklerimle aşağı inip kedileri beslemeye kara verdim.
Bu da beslenen vatandaşlardan bitanesi yemeğini alıp kaçtı zalim az sevseydim nolurdu sanki.