
İnsan duyguları yaşadıktan sonra paylaşma gibi bir eyleme muhtaç şekilde yaratılmıştır yada ben öyle yaratıldım. Ne zaman birileriyle bir şey paylaşsam ertesi gün pişman oluyorum düşüncelerimi duygularımı paylaştığım ve pişman olmadığım tek yer blogger ve buradan ayrı kalmak beni yoruyor.
Buradan ayrı kaldığımda sürekli kendi kendime düşünüyorum bazen gülüyorum bazen kahkaha atıyorum düşüncelerimi yorumluyorum çok düşünüp az konuşuyorum.
Bütün düşüncelerimi rahatça kusabildiğim tek yerden uzak kalmanın saçmalık olduğunu bu gün anladım. Arkadaşım Ahsen erkek arkadaşıyla ilk görüşmesine eşlik etmem için beni çeke çeke Kadıköy'e sürüklerken masadaki üçüncü ve en gereksiz kişi olmam ve biraz insan olup tebessüm etmem için bana yalvarıyordu diğer buluşmalarında ölü taklidi yaptığım içi hala erkek arkadaşı olmadığını savunuyor ama benim bir suçum yok ne konuşabilirim ki ne kadar saçma bir konumda olduğumu sanki bilmiyor.
Havanın soğuk olmasına rağmen denize karşı bir yere beni oturttuğunda içimden küfürler savuruyordum sevgili adayımızda gelince tanıştığıma memnun oldum gibi bir yalan söylemek zorunda kalarak sıcak kahvemi avuçlarımın içine alıp donan ellerimi ısıtmaya çalışıyordum sandalyeme iyice yayılıp buraya yazmam gereken düşüncelerimi kendi kendime yorumluyordum aslında bu karşı taraf için iyi bir şey olmalı çünkü onların ne konuştuğunu hala anımsayamıyorum aklımı tamamen kendi iç dünyam için çalıştırıyorum ardından aklıma bir bir şey geldi ve elimde olmadan sırıtmaya başladım bunu bilerek yapmıyorum yüz kaslarım duygularıma göre hareket ediyormuş benden izi almadan bu durum karşı taraf için can sıkıcı olmuş empati kurup karşıdan profilme baktığımda elindeki bardakla oynayıp sırıtan bir kızın kimseye zararı olmadığını düşünsem de karşıdakiler benimle aynı fikirde değildi bacağıma yediğim sesiz bir tekmeyle kendime gelirken Ahsenin uyarıcı gözleriyle karşı karşıya geldim kendimi toparlayıp tuvalete gittiğimde yazınca anlatınca düşünecek bir şey kalmadığını rahatladığımı ferahladığımı hissettim. Eve Ahsenin azarlamalarıyla dönerken umurum da olan tek şey eve gelip arama motoruma Blogger yazmamdı. Eve girip bilgisayara yöneldiğimde bu satırları bir hamlede yazdım ve şuan fark ediyorum ki montum hala üzerimde ama kocaman bir oooh be! dedim ve şimdi belime kısa gelen monttan ve kıçıma büyük gelen bu pantolondan kurtulmak için buradan ayrılacağım pijamalarımı giyip bütün bloglar ne alemde bakıcam!